İbretlik hikayem.. Esimle cok severek evlendik. Hersey cok guzel gidiyordu ta ki 04.06.2015' e kadar. Bacaklarimda bir kac morluk olusmustu. Esimin israriyla hastaneye gittik. Ben cok onemsemiyordum. Kansizliktan dolayidir diye dusundum ama ne yazikki oyle olmadi losemi oldugumu soylediler bir cesit kan kanseri iste. Dunya basima yikilmisti. Ustelik biraz daha gec kalsaymisim cok kotu seyler olabilirmis. Apartopar hastaneye yattim o gun. Sabaha kadar uyuyamadim. Esime o gun dayanamadım ve boşanalim dedim... Devamı İlk Y'orumda
İbretlik hikayem.. Esimle cok severek evlendik. Hersey cok guzel gidiyordu ta ki 04.06.2015' e kadar. Bacaklarimda bir kac morluk olusmustu. Esimin israriyla hastaneye gittik. Ben cok onemsemiyordum. Kansizliktan dolayidir diye dusundum ama ne yazikki oyle olmadi losemi oldugumu soylediler bir cesit kan kanseri iste. Dunya basima yikilmisti. Ustelik biraz daha gec kalsaymisim cok kotu seyler olabilirmis. Apartopar hastaneye yattim o gun. Sabaha kadar uyuyamadim. Esime o gun dayanamadım ve boşanalim dedim... Devamı İlk Y'orumda
Esime o gun bosanalim dedim. Inanin o kadar farkli bir psikolojiki bu anlamanizi bekleyemem. Neden benle bu c.ileyi ceksin onun ne sucu var diye dusunuyordum onu bu bilinmezlige su.ruklememin ne anlami vardi ama esim o gun bana daha once ki sarilmalarindan cok daha farkli sarildi evet bu adam benim esim yol arkadasim d-ert ortagim dedim. Sonrasında..
Üsteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz.
Bir an olsun yanimdan ayrilmadi. Artik hematoloji servisindeki hastalar doktorlar hemsireler taniyordu o kadar yani. Kemoterpiler nedeniyle agresif olup kaba davraniyordum hic birgun bunlari umursamadi. 9 eylulde kardesimden alinan ilikle nakil oldum. Bakalim bu uzun bir surec umarim Rabbim beni esime bagislar… Önemli Olan Adam Olmak Değildir; “Adam Kalmak”tır! Adam Olmak İçin Değil, Adam Kalmak İçin Çalış; Adam Kalmak İçin Yaşa…
Helal Olsun böyle bir eşe can yoldaşa hayat arkadaşına.. Sizlerinde karşısına böyle güzel iyi kalpli yarı yolda bırakmayan eşler nasip olsun..
Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor ayakkabılara rağbet fazlaydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı ama, küçük bir dükkan için yeterliydi. Onların en güzelini ön tarafa koyunca, çocuk vitrine doğru biraz daha yaklaştı. Fakat bir koltuk değneği kullanmaktaydı. Hem de güçlükle.. Adam ona
bir kez daha göz attı. Üstündeki pantolonun sol kısmı, dizinin alt kısmından sonra boştu. Bu yüzden de sağa sola uçuşuyordu. Çocuğun baktığı ayakkabılar, sanki onu kendinden geçirmişti.Bir müddet öyle durdu. Daldığı hülyadan çıkıp yola koyulduğunda, adam dükkandan dışarı fırlayıp:
- Küçükk!. diye seslendi. Ayakkabı almayı düşündün mü? Bu seneki modeller bir harika!.
Çocuk, ona dönerek:
harika!.
Çocuk, ona dönerek:
- Gerçekten çok güzeller!. diye tebessüm etti. Ama benim bir bacağım doğuştan eksik.
- Bence önemli değil!. diye, atıldı adam. Bu dünyada her şeyiyle tam insan yok ki!. Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı. Kiminin de aklı ya da vicdanı.
Küçük çocuk, bir şey söylemiyordu. Adam ise konuşmayı sürdürdü:
- Keşke vicdanımız eksik olacağına, ayaklarımız eksik olsa idi.
Çocuğun kafası iyice karışmıştı. Bu sefer adama doğru yaklaşıp:
- Anlayamadım!. dedi. Neden öyle olsun ki?
- Çok basit!. dedi, adam. Eğer yoksa, cennete giremeyiz. Ama ayaklar yoksa, problem değil. Zaten orda tüm eksikler tamamlanacak. Hatta sakat insanlar, sağlamlara oranla, daha fazla mükafat görecekler...
Küçük çocuk, bir kez daha tebessüm etti. O güne kadar çektiği acılar, hafiflemiş gibiydi. Adam, vitrine işaret ederek:
- Baktığın ayakkabı, sana yakışır!. dedi. Denemek ister misin?
Çocuk, başını yanlara sallayıp:
- Üzerinde 30 lira yazıyor, dedi. Almam mümkün değil ki!.
-İndirim sezonunu, senin için biraz öne alırım!. dedi adam. Bu durumda 20 liraya düşer. Zaten sen bir tekini alacaksın, o da 10 lira eder. Çocuk biraz düşünüp:
- Ayakkabının diğer teki işe yaramaz!. dedi. Onu kim alacak ki?
- Amma yaptın ha!. diye güldü adam. Onu da, sağ ayağı eksik olan bir çocuğa satarım.
Küçük çocuğun aklı, bu sözlere yatmıştı. Adam, devam ederek:
- Üstelik de öğrencisin değil mi? diye sordu.
- İkiye gidiyorum!. diye atıldı çocuk. Üçe geçtim sayılır.
- Tamam işte!. dedi adam. 5 Lira da öğrenci indirimi yapsak, geri kalır 5 lira. O da zaten pazarlık payı olur. Bu durumda ayakkabı senindir, sattım gitti!.
Ayakkabıcı, çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkana girdi. İçerdeki raflar, onun beğendiği modelin aynısıyla doluydu. Ama adam, vitrinde olanı çıkarttı. Bir tabure alıp döndükten sonra, çocuğu oturtup yeni ayakkabısını giydirdi. Ve çıkarttığı eskiyi göstererek
- Benim satış işlemim bitti!. dedi. Sen de bana, bunu satsan memnun olurum.
- Şaka mı yapıyorsunuz? diye kekeledi çocuk. Onun tabanı delinmek üzere. Eski bir ayakkabı, para eder mi?
- Sen çok câhil kalmışsın be arkadaş.. dedi, adam. Antika eşyalardan haberin yok her halde. Bir antika ne kadar eski ise, o kadar para tutar. Bu yüzden ayakkabın, bence en az 30- 40 lira eder.
Küçük çocuk, art arda yaşadığı şokları, üzerinden atabilmiş
değildi.Mutlaka bir rüyada olmalıydı. Hem de hayatındaki en güzel rüya. Adamın, heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kağıt paralara göz gezdirdikten sonra, 10 liralık banknotu geri vererek:
- Bana göre 20 lira yeterli.. dedi. İndirim mevsimini başlattınız ya!..
Adam onu kıramayıp parayı aldı. Ve bu arada yanağına bir öpücük kondurdu.
Her nedense içi içine sığmıyordu. Eğer bütün mallarını bir günde satsa, böyle bir mutluluğu bulamazdı. Çocuk, yavaşça yerinden doğruldu. Sanki koltuk değneğine ihtiyaç duymuyordu. Sımsıcak bir tebessümle teşekkür edip:
- Babam haklıymış!. dedi. 'Sakat olduğum için, üzülmeme hiç gerek yok!'
demişti.
* Her Rüzgar Savuracak Bir Toz bulur,
* Her Hayat Yaşanacak Bir Can Bulur,
* Her Umut Gerçekleşecek Bir Düş Bulur
* Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir
Şanı yüce olan suretlerinize ve mallarınıza bakmaz,ancak kalplerinize ve amellerinize bakar...