Günün birinde bir kovboy bara gitmiş, ve bakmışki bir kavanoz $5 dolarlıkla dolu. Merak edip Barmene nedenini sorunca, barmende ahırda çok hüzünlü bir at var, bu atı güldürmeyi başaran kişi o kavanozdaki bütün dolarların sahibi olacak aksi taktirde koyduğu $5 doları kaybedecek. Kovboy bunu duyunca kendiside denemek istemiş ve $5…Devamını izlemek amacıyla gorele doku62nun
Günün birinde bir kovboy bara gitmiş, ve bakmışki bir kavanoz $5 dolarlıkla dolu. Merak edip Barmene nedenini sorunca, barmende ahırda çok hüzünlü bir at var, bu atı güldürmeyi başaran kişi o kavanozdaki bütün dolarların sahibi olacak aksi taktirde koyduğu $5 doları kaybedecek. Kovboy bunu duyunca kendiside denemek istemiş ve $5 doları kavanoza atarak ahıra yönelmiş: Ahırdan çıktığında kapıda bekleyenler atın kahkahalarla güldüğünü duymuşlar ve çok şaşırmışlar. Kovboy kavanozdaki parayı alarak oradan uzaklaşmış.
Aradan 3-5 yıl geçmiş aynı kovboyun yolu aynı bara düşmüş ve görmüşki içi 5 dolarlıklarla dolu kavanoz yine masanın üstünde duruyor. Merak edip barmene sorunca, barmende ahırımızda bir at var devamlı gülüyor bu atı susturan kavanozdaki bütün paraları alacak, aksi taktirde $5 dolar kaybedecek. Bunu duyan kovboy birde ben deneyeyim diyerek kavanoza 5 dolar atarak ahıra yönelmiş. Ahırdan çıkar çıkmaz kapıda bekleyenler atın hüngür hüngür ağladığını görmüşler bu arada kovboy parayı almak için masaya gittiğinde ona dikkatle bakan barmen kovboya bu atı 3-5 yıla önce güldüren sen değilmiydin diye sormuş. Paramızı aldın lütfen bize bu atı nasıl güldürdüğünü ve ağlattığını söyle! Kovboyda demiş ki: İlk defa ata “Benimkinin onunkinden daha büyük olduğunu söyledim”. Barmen bugün ne yaptın diye sorunca, kovboy da “Ona ispat etttim demiş”
Yeni asker olan Temel'e komutanı sormuş:
- "Savaşta siperdesin, sağ taraftan düşman askeri geldiğini gördün. Peki ne yaparsın?" Temel heyecanla cevap verir:
- "Hemen çevirir silahımı üzerlerine ateş açarım komutanım." Komutan tekrar sormuş.
- "Peki, karşıdan geliyorsa?" - "Karşıya ateş açarım, komutanım."
- "Arkadan geliyorsa?" deyince komutan, Temel dayanamamış:
- "Komutanım, bu ordunun benden başka askeri yok mu?"
Sevdiği kıza kavuşamadığı için çekip gitmek isteyen gence bilge sorar:
– Mecnun Leyla'sından vazgeçti mi?
– Hayır.
– Kerem ateşten kaçtı mı?
– Hayır.
– Ferhat dağları delmekten korktu mu?
– Hayır.
– Ya Karaköylü Remzi?
Bir süre susup düşündükten sonra genç:
– Onu hiç duymadım ki efendim, deyince bilge:
– Tabi duymazsın, o vazgeçti çünkü...
Bir gün kötü yola düşmüş iki kadın yol boyunda saç saça baş başa kavga ederler, bu sırada yoldan polis arabası geçer bunları görür ve durur. Polise derler polis bey ben haklıyım o der ben haklıyım poliste karakolda anlatın der ve karakola giderler mahkemelik olurlar aradan bir ay geçer mahkeme günü gelir duruşmaya çıkarlar hakim sorar sizin şikâyetiniz nedir biri çıkar hakim bey ben diyorum kalın olanı makbul o diyor ince olanı makbul bu yüzden kavga ettik sizce kalın olanı makbul değil mi der hakim düşünür ve cevap bulamaz mahkemeyi erteler 1 ay gel zaman git zaman hakim uyurken bile onun cevabını düşünür hakimin eşi de gece yarısı sorar yatakta bey seni çok düşünceli görüyorum hakim de derki hiç sorma hanım kimin haklı olduğuna karar veremedim hanımı da merak edip sorar neymiş bana söyle belki ben bilirim hakim der hanım bunca yıllık meslek hayatım var ben bilemeyeceğim de sen nerden bileceksin söyle söyle der ve hakim eşine olan biteni anlatır iki yolcu kadın geldi biri ince olanı makbul biri kalın olanı makbul diyor hangisi haklı bilmiyorum eşi de derki bunu bilemeyecek ne var ki bey ne kalın olanı makbul ne ince olanı içinde en uzun süre kalanı makbuldür ve hakim sevinir gel zaman git zaman duruşma günü gelir ve yolcu kadınlar ikisi de büyük bir sevinçle zıplayarak hakim bey ince olanı makbul değil mi öteki de kalın olanı makbul değil mi hakim de derki ne kalın olanı makbul nede ince olanı içinde en uzun süre duranı makbuldür ve bunu duyan yolcu kadınlar evet ya biz bunu nasıl düşünemedik derler ve hakime sorarlar
- "Hakim bey siz hangi orospudan duydunuz bunu?"
Kekemenin biri bir gün Beşiktaş'ta kekeme okulunu ararken okulun yerini bulamamış, en yakınındakı bir bakkala girip
-KakakakarrdeşHH, bubububurraaalarrrrdaddadadad bbbi kekekemememe okukukukuluuu varmış, nenenenerededede bibibiliyor musususun? diye sormuş.
Bakkal cevap vermiş:
-Okulun yerini bilmiyorum ama kardeşim, senin okula hiç ihtiyacın yok! Bence gayet iyi kekeliyorsun!.
Vatandaşın biri, gecenin geç saatinde hastalanan karısı için doktor aramaya çıkmış. Çevredeki büyük bir apartmanı görünce:
— Belki burada oturan bir doktor vardır, gidip zillere bir bakayım, diye düşünmüş.
Gerçekten de zillerde "Dr." bulunan bir isme rastlamış. Hemen zile basmış, kapı açılmış ve zilde numarası yazılı daireye çıkmış, Kapıyı açan kişiye:
— Doktor Beyi görecektim, acil hastamız var da, demiş.
Kapıdaki adam:
— Doktor benim, ama maalesef hastanıza yardımcı olamam. Çünkü ben tıp doktoru değil, felsefe doktoruyum, diye açıklama yapmış
Bir adama doktoru acilen kilo vermesi gerektiğini söylemiş. Adam ne yapacağım diye düşünürken bir afiş görmüş. Afişte "üç günde beş kilo verin" yazıyormuş. Adam gidip kayıt yaptırmış, gerekli bilgileri almış, etkinliğe katılmak için hazırmış.
Etkinlik başladığında sabah adamın kapısına güzel bir kadın gelmiş. Arkasında "yakalarsan seninim" yazıyormuş. Adam peşinden koşmaya başlamış. Adam beş kilo böylece vermiş. Bu etkinliğin "iki günde on kilo olanına" katılmış. Bu sefer farklı bir kadınla yapmış aynını.
Sonrasında "bir günde yirmi kilo" olan etkinliğe katılmış. Sabah kapısı çalmış bir adam çıkmış önünde "yakalarsam benimsin" yazıyormuş. Adam artık kaç kilo vermiştir siz düşünün