Gece uzun ve acımasız bir şekilde uzuyor, beni boğucu bir kefen gibi sarıyordu. Günün olayları zihnimde keskin ve inatçı bir şekilde tekrar tekrar canlanıyordu. Uyku, ihanet ve aldatmacanın gerçekliğiyle kovalanan uzak bir rüyaydı.
Gecenin sessizliğinde, düşüncelerim taşlar gibi altüst oldu, acı ve öfkenin keskin köşelerini ortaya çıkardı. Ama bunun altında, bir kararlılık temeli oluşmaya başladı. Uzun zaman önce sessizliğin bir zayıflık olmadığını öğrenmiştim. Bir stratejiydi. Ve şimdi, kullanacağım silah oydu