Tutuklu tespit edilen eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olmayacağını açıkladı. Demirtaş, günlerdir tartışılan adaylığıyla alakalı açıklamasını yazılı olarak bildirerek “Partimizin ilan edeceği adaylar hepimizin adayları olacak” ifadelerini kullandı. Demirtaş’ın mevzuya dair açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Partimizin büyük bir titizlikle sürdürdüğü mahalli seçim siyasetine kuvvetli bir destek vermek suretiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan adaylığı amacıyla mesuliyet almaya hazır olduğumu ifade etmiştim.
5 Şubat 2024 Pazartesi tarihinde partimizi temsilen bir heyetle bir araya gelerek bütün ilerlemeler ile alakalı bilgilendirildim. Karşılıklı yürüttüğümüz istişareler neticesinde partimiz, bu irade beyanından güç aldıklarını söyleyerek bizleri onurlandırmıştır. Adaylık tartışmalarında bize kusursuz desteğini yayınlayan ve emniyet duyan DEM Parti Genel Merkezi’ne ve saygı gören halkımıza ebedi teşekkürlerimizi sunuyoruz. “PARTİMİZLE ORTAK GÖRÜŞ BİRLİĞİNE VARDIK” Bununla eş güdümlü gelinen aşamada benim İstanbul Büyükşehir Belediyesi adaylık beyanımın bir başvuruya dönüşmemesi konusu ile alakalı da partimizle ortak görüş birliğine varmış bulunmaktayız. Bütün halkımız ve partililerimiz bilmeli ki bütün kararlar partimizle tam bir uyum ve koordinasyon içersinde alınmıştır. “PARTİMİZİN İLAN EDECEĞİ ADAYLAR HEPİMİZİN ADAYLARI OLACAK
Önümüzdeki vakitlarda Partimizin ilan edeceği adaylar hepimizin adayları olacak ve bütün gücümüzle bu değerli arkadaşlarımızın gerisinde duracak, partimizin başarısı amacıyla çalışacağız. Partimizin resmi açıklamaları dışındaki hiçbir bildirime itibar edilmemesini, hiçbir spekülasyona prim verilmemesini bilhassa rica ediyoruz. Hep eş güdümlü başaracağız, ne olursa olsun temel demokrasi ilkelerimizden; adalet, eşitlik ve barış arayışımızdan katiyen vazgeçmeyeceğiz. Ve kesinlikle kazanacağız. Dem dema me ye! (Zaman bizim vakitımız)” SEZAİ TEMELLİ: “PAZARLIK DEMEK SOSYAL MEDYA KİRLİLİĞİ” Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli, “İktidarla örtülü bir iş birliği” iddialarıyla alakalı 10Haber’den Caner Polat’ın haberine göre “Biz piyasa günü İstanbul’da aday çıkaracağımızı açıkladık. 9 şubata kadar aday çalışmaları sürecek, İstanbul başta olmak üzere aday çıkarabildiğimiz -eğer bir güç birliği, şehir uzlaşısı yoksa- yerlerde de adaylarımızı açıklayacağız. Başak Demirtaş ile alakalı gelen soruya da ‘aday havuzumuzda’ dedik. O günden beri sosyal medyada çok pis bir dille, resmen nefret tabiriyle aday çıkarmakla alakalı ve diğer konularda suçlamalar var. ‘AKP’nin adayı’ demek, piyasalık yapıldığını öne sürmek sosyal medya pisliğinin classic hali. Bu ithamlar ne siyasi nezakete sığar, ne de güç birliği görüşmelerinin içersinde yeri olabilir.” ifadelerini kullanmıştı. Başak Demirtaş, DEM Parti’den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı amacıyla aday olmaktan vazgeçtiğini duyurdu. Açıklamanın teröristbaşı Mustafa Karasu’nu ‘ittifak çağrısı’ açıklamasından 1 gün sonra gelmesi ise ilgi çekti. Tutuklu tespit edilen HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmayacağını açıkladı. Demirtaş, günlerdir tartışılan adaylığıyla alakalı açıklamasını yazılı bir açıklamayla bildirdi. Demirtaş yaptığı bildirimde “Gelinen aşamada benim İstanbul Büyükşehir Belediyesi adaylık beyanımın bir başvuruya dönüşmemesi konusu ile alakalı da Partimizle ortak görüş birliğine varmış bulunmaktayız. Bütün halkımız ve partililerimiz bilmeli ki bütün kararlar Partimizle tam bir uyum ve koordinasyon içersinde alınmıştır.” ifadelerin kullandı. TALİMAT KANDİL’DEN Terör teşkilatı PKK’nın elebaşlarından Mustafa Karasu diğer seçimlerde de nasıl ittifaklarla hareket edildiyse 31 Mart’ta da aynen devam edilmesi gerekliliğini üzerine ısrarla basarak anlattı. Karasu şu ifadeleri kullandı; Türkiye demokrasi güçleriyle eş güdümlü olmak, onlarla eş güdümlü hareket etmek çok çok önemli. Kürt probleminin çözümünün buradan geçtiği bilinmeli. 50 senedir büyük bedel ödeniyor. Bu bakımdan tabii ki hem Türkiye’deki demokrasi güçlerini hem Kürdistan’daki demokrasi güçlerini ortaklaşarak, ittifaklarını güçlendirerek, var olan ittifaklara sahiplenerek, var olana, ittifaklara değer sunarak bu mücadele yürütmek gerekiyor. Bazı çevreler ittifakları tıkayabilir, ittifaklar şu şekilde bu tür diyebilirler. Kürt halkı bunlara kulak vermemeli. İttifakları tukaka eden, ittifakları kötüleyen anlayışlar Kürt arkadaşı değildir. Kürtlerin iyiliğin isteyenler değildir. Türkiye’nin demokratikleşmesini isteyenler değildir. Onlar Kürtler yalnız kalsın diyenlerdir. Demokrat olmayan, demokrasiden yana olmayan, demokratik anlayış olmayan, halkların kardeşliğini düşünmeyen milliyetçi yaklaşımlardan Kürt’e hiçbir vakit yarar gelmemiştir, gelmez. Bu bakımdan Kürtler, demokratik siyasette, bu seçim sürecinde temel yaklaşımını demokrasinin gelişmesi ve demokratikleşme tarafında geliştirmeli ve tutumlarını koymalı.
