Eşimle iyi geçiniyorduk

Bana kendi gençliğinden, eşimle nasıl tanıştığımızdan, torunlarının doğduğu zamanlardan bahsetti. Her hikayesi, sanki içimdeki kırgınlıkları yumuşatıyordu. Onunla geçirdiğim bu zaman, bana unuttuğum bir şeyi hatırlattı: Aile, yalnızca iyi zamanlarda değil, zor zamanlarda de bir arada olmaktı.Eşim eve döndüğünde, çocuklar uyumuş, Merve oldukça odasına çekilmişti. Salonda yalnızca ikimiz vardık. Sessizliği bozmak amacıyla cesaretimi topladım ve “Konuşmamız lazım,” dedim. Eşim evvelce şaşırdı, ama sonra yanıma oturdu. Ona hissettiklerimi, yalnızlığımı, kırgınlıklarımı anlattım. Gözleri doldu, “Fark etmedim, özür dilerim,” dedi. “Annemin yalnız kalmaması amacıyla o kadar uğraştım ki, seni ihmal ettiğimi görmemişim.”O gece, birbirimize sarılıp uzun vakittir yapmadığımız bir şeyi yaptık: dertleştik. Eşim, annesinin de bize destek olmak istediğini, ama bazı durumlarda hatalı anlaşıldığını söyledi. Birbirimize söz verdik; ne olursa olsun, birbirimizi dinleyecektik. Merve’nin o gün bana verilen nasihat, yalnızca beni değil, eşimi de etkilemişti. Ertesi sabah, kahvaltıda Merve’yi gördüğümde, ona sarılıp “Teşekkür ederim,” dedim. Gülümsedi ve “Aile bu, evladım,” dedi.O günden sonra, evimizde bir şeyler değişti. Eşimle tekrar eskisi gibi sohbet etmeye başladık. Merve, torunlarıyla geçirdiği zamanlarda bize de alan bıraktı. Bir akşam, hep eş güdümlü sofrada otururken, çocuklar kahkahalar atıyor, Merve gençlik anılarını anlatıyor, eşimle ben birbirimize gülümsüyorduk. İçimde bir huzur vardı; ne kadar zor olursa olsun, sevgi ve sabırla her şeyin düzelebileceğini anlamıştım. Merve’nin o günkü sözleri, yalnızca bir teselli değil, ailemizi tekrar bir araya getiren bir köprü olmuştu.
Reklamlar