İlk gün serbest, akşama basın toplantısı yapılacak.
Dinlenmek yerine;
Çıkalım İstanbul'u dolaşalım! diyor.
Yanına bir rehber veriliyor, kendisine bir de araç tahsis ediliyor.
Kapalıçarşı, Sultanahmet, Ayasofya derken SANTANA güzel bir çay bahçesi görüyor.
Hem üstadı dinlendirelim hem de bir Türk kahvesi içsin! diye bahçede bir masaya oturuyorlar.
O an'a kadar koca SANTANA'yı bir Allah'ın kulu tanımıyor.
Fotoğraftı, imzaydı diye taciz eden de yok.
Kendi de zaten bu durumdan şikâyetçi değil, çünkü adamın öyle kompleksleri yok..
Rehberle beraber kahveleri höpürdeterek sohbet ediyorlar.
Birden çay bahçesinin önünden geçmekte olan boyacı Roman çocuklar bağırmaya başlıyorlar;
Heeyy!.. Hello SANTANA!
Welcome İstanbul!
I love you Santana!..
Çay bahçesinin garsonları çocukları tersliyor;
Kesin ulan, bağırmayın!
İçeri falan da girmeyin!
Dağılın buradan, müşteriyi rahatsız etmeyin!
SANTANA rehberine;
Devamı
Devamı için görsele tıklayın