Babası oğluna bir ders vermek istedi.

Bu çocuk böyle giderse kendini de beni de bitirecek.”
Oğlu salonda koltuğa yayılmış, elinde telefon, dünyayla bağlantısını kesmiş gibiydi. Üzerindeki pahalı takım elbise, bileğindeki saat ve yüzündeki umursamaz ifade, onun hâlâ güvende olduğunu sanmasının göstergesiydi.
— Artık yeter, dedi baba sert bir sesle.
— Seni her düştüğün yerden kaldırmaktan bıktım.Sorun da bu zaten. Hep ben hallettim. Ama artık olmayacak.

Oğul ilk kez telefonu bıraktı.

— Ne demek bu?

— Ya hayatını düzene sokarsın ya da bugüne kadar sana verdiğim her şeyi geri alırım.Genç adam alaycı bir kahkaha attı.

— Beni mirastan mı atacaksın yani?

— Gerekirse evet, dedi baba hiç tereddüt etmeden.

— Üstelik bir şartım var.

Odanın havası değişmişti.

— Köyden, sıradan bir kızla evleneceksin.
Reklamlar