Yanına oturup elini tuttum. “Anlıyorum,” dedim. “Yas tutuyorsun. Yalnız değilsin.”
Gözleri doldu. “Sana daha evvelce söylemeliydim.”
“Artık eş güdümlüyiz,” dedim. “Bunu da eş güdümlü aşarız. Gerekirse birisi ile konuşuruz.”
Başını omzuma yasladı. “Teşekkür ederim.”
O an anladım ki aşk mükemmellik değil; yaralarıyla eş güdümlü birini seçebilmekti.