Ben tır şoförüyüm evliyim 3 çocuğumuz var arkadaşımız bana çok düşkündür iyi anlaşırız kavganın en yakın arkadaşı geliyor hemen hemen hergun bizimle sohbet etmeye çalışıyor, kavgadan rahatsız olsa da arkadaşımız bitmiyor. Birgun benim onunda memleketi olan yozgata uzun yola çıkacağımı öğrenmiş bize geldi şevket abi yozgata gidiyormussun nezamandir ailemin yanında gidemedim benide götürülmüşsün dedi henüz ben birsey demeden giderken tabi neolacak dedi bende peki giderken gece onbir de hazır ol çok sevindi teşekkür etti. Ertesi gece tam onbirde berabere yola çıktık yan koltuğa oturdu Bi süre sonra bana kızmakla ilgili özel sorular sormaya başladı kaçamak cevaplar veriyordum bana bakıyordu gülümsüyordu. Birkaç saat sonra uykum geldi tırı esnek bir yerden bolluk ben biraz genişledikçe uyuyacağım dedim yerde gönder uyu dedim tamam uyurum ama ön koruyucum bende arkada uyusam olur mu dedi tamamen geldim Devamı İlk Y.orumda
Ben tır şoförüyüm evliyim 3 çocuğumuz var eşim bana çok düşkündür iyi anlaşırız eşimin en yakın arkadaşı hemen hemen hergun bize geliyor benimle sohbet etmeye çalışıyordu, eşim bundan rahatsız olsa da arkadaşlığını bitirmiyordu. Birgun benim onunda memleketi olan yozgata uzun yola çıkacağımı öğrenmiş bize geldi şevket abi yozgata gidiyormussun nezamandir ailemin yanına gidemedim benide götürürmüsün dedi henüz ben birsey demeden eşim götürür tabi neolacak dedi bende peki yarın gece onbir de hazır ol dedim çok sevindi teşekkür etti gitti. Ertesi gece tam onbirde beraber yola çıktık yan koltuğa oturdu Bi süre sonra bana eşimle alakalı özel sorular sormaya başladı kaçamak cevaplar veriyordum bana bakıp gülümsüyordu. Birkaç saat sonra uykum geldi tırı müsait bir yere çekip ben biraz arkaya geçip uyuyacağım dedim istersen sende uyu dedim tamam uyurum ama ön tarafta korkarım bende arkada uyusam olurmu dedi tamam dedim arkaya geldi Devamı İlk Y.orumda
Haberin Devamını okumak için görsellere tıklayarak ilerleyiniz
Ben tır şoförüyüm. Mesleğim gereği uzun yollar, günlerce süren seferler benim için bir rutin haline geldi. Evliyim ve üç çocuğumuz var. Eşim, evin düzenini sağlamakta her zaman en büyük destekçimdir. O olmadan bu hayatın üstesinden gelmem zor olurdu. Çocuklarla ilgilenmekten, evin tüm işlerini çekip çevirmekten hiçbir zaman şikayet etmez. Eşimin desteği, benim uzun yollarda huzur içinde işimi yapmamı sağlar.
Haberin Devamını Okuyabilirsiniz
Haberin Devamını okumak için görsellere tıklayarak ilerleyiniz
Her seferden önce, çocuklarla vedalaşır, eşime sıkı sıkıya sarılırım. “Dikkat et kendine,” der her seferinde, “biz seni bekliyor olacağız.” O an, ne kadar şanslı olduğumu bir kez daha hissederim. Yola çıktığımda ise aklımın bir köşesinde hep onlar olur. Uzun yollar, bazen zorlu hava koşulları, bazen de beklenmedik engellerle dolu olabilir. Ancak onların güvenliği ve mutluluğu, her zaman birinci önceliğimdir
HABERIN Devamını okumak için görsellere tıklayarak ilerleyiniz
Yolculuklarım sırasında, bazen kilometrelerce yalnız kalırım. Radyo dinlerim, bir yandan yolları izlerim. Bazen eşimle telefonlaşırız, çocukların neler yaptığını, evde neler olup bittiğini anlatır. Bu sohbetler, yorgunluğumu alır, bana enerji verir.
Yine bir gün uzun bir seferdeydim
Haberin Devamını okumak için görsellere tıklayarak ilerleyiniz
Yine bir gün uzun bir seferdeydim. Saatlerce direksiyon başında kaldıktan sonra, bir dinlenme tesisine yanaştım. Arabamı park ettim, bir fincan kahve aldım ve telefonumu çıkardım. Eşimden gelen bir mesaj vardı: “Çocuklar seni çok özledi, biz de. Güvenle dön olur mu?” O mesajı okuyunca içimde bir sıcaklık hissettim. Evet, uzun yollar, yorucu günler vardı ama eve döndüğümde beni bekleyen bir ailem vardı. Ve bu, her şeye değerdi.
Sofunun biri Bektaşi’yi denemek ister.
-Baba Erenler, sizler için kerametli diyorlar. İsterse ağacı bile ayağının yanına getirir diyorlar. Bize de gösterin de biz de görelim, der.
Baba Erenler, kendisi ile alay edilmek istendiğini fark ederek, sofuya bir ders vermek gerektiği düşünür ve ağacı çağırmaya karar verir:
-Ağaç gel der, fakat ağaçta hareket yok.
-Ağaç gel der, fakat yine gelmez.
-Ağaç gel der, üçüncü çağırışında da ağaçta hareket yoktur.
Bunun üzerine, Bektaşi ağacın yanına gider ve derki:
-Eğer ağaç bize gelmezse biz ağaca gideriz.
11.Eşekliğinden
Bektaşi’nin yolu camiye düşmüştür. Cami imamı o günkü vaazında içkinin kötülüklerinden bahsetmektedir. Cami imamı uzun bir vaazdan sonra cemaate bir de örnek verir:
-Ey cemaat eşeğin önüne bir kova su, bir kova da rakı koyun hangisini içer?
Bektaşi elini kaldırarak cami imamının sorusunu yanıtlar:
-Hocam suyu içer.
İmam:
-Tabi ki suyu içer, peki neden suyu içer?
Diye sorunca, Bektaşi cevaplar:
-Neden olacak hocam, eşekliğinden!
12.Hangisi sarı,hangisi kırmızı
Bektaşi iki öküzüyle tarlasını sürermiş; kırmızı öküz az yem yiyip, çok çalışırmış; sarı öküz lanet mi lanetmiş. Hem çok yermiş, hem tembelmiş. Bir gün öfkelenmiş Bektaşi:
-Ey Allahım! demiş, şu sarı öküzün canını al da kurtulayım…
Baba Erenler ertesi sabah ahıra girince ne görsün! Kırmızı öküz sizlere ömür, sarı lanet capacanlı… Dışardan bir çocuk çağırmış Bektaşi, öküzleri göstermiş:
-Ulan, demiş; bunların hangisi sarı, hangisi kırmızı? Çocuk göstermiş:
-Bu sarı, bu kırmızı! Bektaşi gözlerini göğe çevirmiş:
-İmanım, demiş; bacak kadar çocuk renkleri biliyor da, sen ayıramıyor musun?