Hacamatın faydalarının neler olduğunu öğrenmeden önce mutlaka bilinmesi gereken gerçekler vardır. Bunlar öyle gerçeklerdir ki eğer okumadan hacamatın faydalarının ne olduğunu bilsek dahi sırrından eksik kalırız.
DEVAMI İÇİN GÖRSELE TIKLAYINIZ 
      
     
      Peygamberimiz Muhammed S.A.V. der ki, tüm bilimler vahiyler ile Levh-i Mahfuzda toplanmıştır. Levh-i Mahfuz ise Peygambere gönderilen kitapta (Kur’an-ı Kerim) toplanmıştır. Kitapta olan ve Peygamberlerimize bildirilen tüm bilgiler Kur’an’da toplanmıştır. Kur’an’da mevcut tüm bilgiler ise Fatiha Suresi’nde toplanmıştır. Fatiha Suresindeki tüm bilgiler Bismillahirrahmanirrahim بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم ‘de toplanmıştır.
Peygamberimiz Muhammed S.A.V. der ki, tüm bilimler vahiyler ile Levh-i Mahfuzda toplanmıştır. Levh-i Mahfuz ise Peygambere gönderilen kitapta (Kur’an-ı Kerim) toplanmıştır. Kitapta olan ve Peygamberlerimize bildirilen tüm bilgiler Kur’an’da toplanmıştır. Kur’an’da mevcut tüm bilgiler ise Fatiha Suresi’nde toplanmıştır. Fatiha Suresindeki tüm bilgiler Bismillahirrahmanirrahim بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم ‘de toplanmıştır. Örneğin Hadid Suresinde Allahu teala der ki, bu dünya hayatı sadece tek nefeslik oyun gibidir. Dünyavi hayat aldatıcıdır, hakiki hayat ölümden sonra başlar. Birçok ayet ve birçok surede Allah c.c. aynı konuyu tekrar eder. İnsanı anlamaya ve fark etmeye çağırır. Bu dünya sadece tek nefeslik oyun ve seraptır. Muhammed S.A.V. insanlar öldüğünde uyanır derdi demek ki bu dünya sadece bir düşten ibaret. Bunu kavramak imkansız bunu tasavvur etmek çok zor çünkü insan her fikri ben aklımla düşünür aklımla şekillendiririm diye zanneder. Burada yaratırım kelimesini kullanmak istemiyorum çünkü islamda sadece Allah yaratmaya kadirdir. İnsan beyni sadece kabul eden holografik bir organdır. Beyin belirli bir fikri, bilgiyi, haberi kabul eden bir alıcıdır o kadar. Muhammed S.A.V. kimi kalbiyle kimisi beyniyle meleklerden veya şeytandan bilgi alır diye buyururdu.
Örneğin Hadid Suresinde Allahu teala der ki, bu dünya hayatı sadece tek nefeslik oyun gibidir. Dünyavi hayat aldatıcıdır, hakiki hayat ölümden sonra başlar. Birçok ayet ve birçok surede Allah c.c. aynı konuyu tekrar eder. İnsanı anlamaya ve fark etmeye çağırır. Bu dünya sadece tek nefeslik oyun ve seraptır. Muhammed S.A.V. insanlar öldüğünde uyanır derdi demek ki bu dünya sadece bir düşten ibaret. Bunu kavramak imkansız bunu tasavvur etmek çok zor çünkü insan her fikri ben aklımla düşünür aklımla şekillendiririm diye zanneder. Burada yaratırım kelimesini kullanmak istemiyorum çünkü islamda sadece Allah yaratmaya kadirdir. İnsan beyni sadece kabul eden holografik bir organdır. Beyin belirli bir fikri, bilgiyi, haberi kabul eden bir alıcıdır o kadar. Muhammed S.A.V. kimi kalbiyle kimisi beyniyle meleklerden veya şeytandan bilgi alır diye buyururdu. Bu uygulamanın insanların beynindeki bilginin kalbe ulaşmasını engellemek ve bu köprüyü yok etmek için özellikle tasarlanmış olduğunu düşünüyorum. Eğer bir bilgi insanın sadece beynine gelip kalbine geçmez ise bu insan zalime dönüşür. Eğer bilgi kalbe gelip beyne ulaşmazsa insan deli gibi haraket eder bağıran çağıran kendini yerden yere atan ve inançlı gibi davranan histerik insanlar bu taifedendir. Ben Aidin Salih, tüm bunları İslam dini vasıtasıyla öğrendim. Böyleyken neden insanları tedavi için başka kaynak arayayım ki? Malesef biz gerektiği kadar hacamattan faydalanamıyoruz. Hadislerde hacamat ile ilgili birçok bilgi var. Muhammed S.A.V. hacamat hakkında ilk haberi Cebrail Aleyhisselam’dan almıştır. Muhammed S.A.V. şöyle tavsiye almıştır, ümmetine hacamat yaptırmayı emret! Ben işte bu gibi hadisleri okuduktan sonra Hacamatın ne denli önemli bir tedavi şekli olduğunu anladım. Daha sonraları biz hacamat uygulamasına başladıktan sonra, tabiki İbn-i Sina gibi birçok aliminde çalışmalarını araştırdık ve bilgi topladık.DEVAMI İÇİN GÖRSELE TIKLAYINIZ
Bu uygulamanın insanların beynindeki bilginin kalbe ulaşmasını engellemek ve bu köprüyü yok etmek için özellikle tasarlanmış olduğunu düşünüyorum. Eğer bir bilgi insanın sadece beynine gelip kalbine geçmez ise bu insan zalime dönüşür. Eğer bilgi kalbe gelip beyne ulaşmazsa insan deli gibi haraket eder bağıran çağıran kendini yerden yere atan ve inançlı gibi davranan histerik insanlar bu taifedendir. Ben Aidin Salih, tüm bunları İslam dini vasıtasıyla öğrendim. Böyleyken neden insanları tedavi için başka kaynak arayayım ki? Malesef biz gerektiği kadar hacamattan faydalanamıyoruz. Hadislerde hacamat ile ilgili birçok bilgi var. Muhammed S.A.V. hacamat hakkında ilk haberi Cebrail Aleyhisselam’dan almıştır. Muhammed S.A.V. şöyle tavsiye almıştır, ümmetine hacamat yaptırmayı emret! Ben işte bu gibi hadisleri okuduktan sonra Hacamatın ne denli önemli bir tedavi şekli olduğunu anladım. Daha sonraları biz hacamat uygulamasına başladıktan sonra, tabiki İbn-i Sina gibi birçok aliminde çalışmalarını araştırdık ve bilgi topladık.DEVAMI İÇİN GÖRSELE TIKLAYINIZ 
      Hacamatın faydalarının ne kadar mucizevi bir tedavi şeklinin olduğunu gördük ve anladık ki hacamatı görmeyen ve faydasını anlamayan bir şifakar hiçbir şeyi anlayamaz. Çünkü hacamat bedenden birçok atığı uzaklaştırabilecek nitelikte bir tedavi şeklidir. Almanya da bir hastama hacamat yaptık vücudundan beyaz yağ parçacıkları çıktı. Ona nasıl bir yağ tükettiğini sorduğumuzda ise sadece margarin kullandığını öğrendik. Bedeninden hiçbir yolla hatta ameliyatla dahi çıkarılamayacak bu zararlı yağ kütlelerini hacamat ile çıkarıp attık. Anadoludan kanser teşhisi konmuş bir hasta gelmişti, durumu oldukça ağırdı. Sadece iki oğlunun yardımıyla haraket edebiliyordu. Babalarını tam manasıyla taşıyarak getirmişlerdi. Kendi durumunu tarif edecek durumda dahi değildi. Dilini kıpırdatamıyor, hareketleri yavaş ve cansızdı. Onu derhal Hacamat ve Sülük uygulamasına yolladım. Hacamat yapıldı daha sonra hasta tekrar ve tekrar hacamat yapılması için rica etti. Vücudundan kapkara kötü kokulu birikintiler çıktı.
Hacamatın faydalarının ne kadar mucizevi bir tedavi şeklinin olduğunu gördük ve anladık ki hacamatı görmeyen ve faydasını anlamayan bir şifakar hiçbir şeyi anlayamaz. Çünkü hacamat bedenden birçok atığı uzaklaştırabilecek nitelikte bir tedavi şeklidir. Almanya da bir hastama hacamat yaptık vücudundan beyaz yağ parçacıkları çıktı. Ona nasıl bir yağ tükettiğini sorduğumuzda ise sadece margarin kullandığını öğrendik. Bedeninden hiçbir yolla hatta ameliyatla dahi çıkarılamayacak bu zararlı yağ kütlelerini hacamat ile çıkarıp attık. Anadoludan kanser teşhisi konmuş bir hasta gelmişti, durumu oldukça ağırdı. Sadece iki oğlunun yardımıyla haraket edebiliyordu. Babalarını tam manasıyla taşıyarak getirmişlerdi. Kendi durumunu tarif edecek durumda dahi değildi. Dilini kıpırdatamıyor, hareketleri yavaş ve cansızdı. Onu derhal Hacamat ve Sülük uygulamasına yolladım. Hacamat yapıldı daha sonra hasta tekrar ve tekrar hacamat yapılması için rica etti. Vücudundan kapkara kötü kokulu birikintiler çıktı. Hastalıklar ile ilgili hiçbir bilgi ve anlayış yok. İslamda hastalıklar hakkında ne denilmiştir; hastalıklar hazmın bozulmasıyla hasıl olur. Hazmın bozulmasıyla ortaya çok fazla metabolik atık çıkar. Bu metabolik atıklar damarları tıkar dokularda birikir. Atıklar organlarda birike birike sonunda organların hastalanmasına yol açar. Örneğin atıklar yumuşak dokuda biriktiğinde yumuşak doku romatizması gelişir. Böbrekte toplanırsa böbrek, karaciğerde toplanırsa karaciğer hastalıkları oluşur. Bir gün yanıma ankilozan spondilit olmuş bir hasta geldi. Bana hastaneden kaçarak geldiğini anlattı. Her altı ayda bir hastanede tedavi gördüğünü ancak durumunda hiçbir düzelme olmadığını ve sonunda doktorunun metotreksat tedavisini önerdiğini anlattı.
Hastalıklar ile ilgili hiçbir bilgi ve anlayış yok. İslamda hastalıklar hakkında ne denilmiştir; hastalıklar hazmın bozulmasıyla hasıl olur. Hazmın bozulmasıyla ortaya çok fazla metabolik atık çıkar. Bu metabolik atıklar damarları tıkar dokularda birikir. Atıklar organlarda birike birike sonunda organların hastalanmasına yol açar. Örneğin atıklar yumuşak dokuda biriktiğinde yumuşak doku romatizması gelişir. Böbrekte toplanırsa böbrek, karaciğerde toplanırsa karaciğer hastalıkları oluşur. Bir gün yanıma ankilozan spondilit olmuş bir hasta geldi. Bana hastaneden kaçarak geldiğini anlattı. Her altı ayda bir hastanede tedavi gördüğünü ancak durumunda hiçbir düzelme olmadığını ve sonunda doktorunun metotreksat tedavisini önerdiğini anlattı. Dioksin son derece zehirli ve toksit bir maddedir. Tabi böbreğinde dioksin bulunuyorsa o hastanın böbrek yetmezliği olmalı ve böbrek yetmezliği olan insanlar çok fazla terlerler. Hastaya bu konuyu sorduğumda o kadar çok terlerdim ki eskiden geceleri iki kez çarşaf değiştirmek zorunda kalırdım dedi. E sonra ne oldu diye sorduğumda doktora gittim o da bana bir ilaç yazdı ve terlemem durdu dedi. Hastaya ondan sonra hiç terlemediniz mi veya sedef ya da egzamanız oldu mu diye sorduğumda yok terlemedim ama evet sedef hastalığına yakalandım ve kortizon tedavisiyle iyileştim dedi. Burda olay şu: Böbreği zayıf olan insanlarda metabolik atıklar terleme yoluyla dışarı atılır. Eğer terlemeyi keserseniz imul sistemi başka bir yol aramaya başlar. Hastamızda terleme yolu kapanınca metabolik atıklar dokularda birikmeye başlamış ve bu sedef hastalığına yol açmış.O yolda kapatılınca metabolik atıklar eklemlerde birikmiş ve ortaya ankilozan spondilit çıkmış. Ben kuantum fiziğinin söylediklerini söylüyorum. Ona göre 21. yüzyılda hangi kazanımlar elde edildiyse bugün onların hepsi reddediliyor. Einstein kanunu dahil tüm kanunlar reddediliyor. Mekanik fiziğin tüm kanunları bugün mağlup olmuş durumda. Onlar namevcut çünkü onlar sadece maddi alemde var. Peki maddi alem nedir? Kör doğduğunuzu farzedin, o halde alemin çeyreğinin ne olduğunu bilmiyorsunuz demektir. Siz alemi sadece duyabilir, koklayabilir, tadabilir ve elinizle dokunarak hissedebilirsiniz. Şimdi gözünüzün kör ve kulağınızın da sağır olduğunu tasavvur edin. Geriye ne kaldı? Sadece tat alma, koku ve dokunma duyusu. Peki ya tat alma, koku ve dokunma duyunuz da yok olursa o zaman siz ne yaparsınız? Hiçbir şey göremez, hiçbir şey duyamaz, dokunamaz, koklayamaz, tadamazsınız. Durduğunuz zemini dahi hissedemezsiniz.
Dioksin son derece zehirli ve toksit bir maddedir. Tabi böbreğinde dioksin bulunuyorsa o hastanın böbrek yetmezliği olmalı ve böbrek yetmezliği olan insanlar çok fazla terlerler. Hastaya bu konuyu sorduğumda o kadar çok terlerdim ki eskiden geceleri iki kez çarşaf değiştirmek zorunda kalırdım dedi. E sonra ne oldu diye sorduğumda doktora gittim o da bana bir ilaç yazdı ve terlemem durdu dedi. Hastaya ondan sonra hiç terlemediniz mi veya sedef ya da egzamanız oldu mu diye sorduğumda yok terlemedim ama evet sedef hastalığına yakalandım ve kortizon tedavisiyle iyileştim dedi. Burda olay şu: Böbreği zayıf olan insanlarda metabolik atıklar terleme yoluyla dışarı atılır. Eğer terlemeyi keserseniz imul sistemi başka bir yol aramaya başlar. Hastamızda terleme yolu kapanınca metabolik atıklar dokularda birikmeye başlamış ve bu sedef hastalığına yol açmış.O yolda kapatılınca metabolik atıklar eklemlerde birikmiş ve ortaya ankilozan spondilit çıkmış. Ben kuantum fiziğinin söylediklerini söylüyorum. Ona göre 21. yüzyılda hangi kazanımlar elde edildiyse bugün onların hepsi reddediliyor. Einstein kanunu dahil tüm kanunlar reddediliyor. Mekanik fiziğin tüm kanunları bugün mağlup olmuş durumda. Onlar namevcut çünkü onlar sadece maddi alemde var. Peki maddi alem nedir? Kör doğduğunuzu farzedin, o halde alemin çeyreğinin ne olduğunu bilmiyorsunuz demektir. Siz alemi sadece duyabilir, koklayabilir, tadabilir ve elinizle dokunarak hissedebilirsiniz. Şimdi gözünüzün kör ve kulağınızın da sağır olduğunu tasavvur edin. Geriye ne kaldı? Sadece tat alma, koku ve dokunma duyusu. Peki ya tat alma, koku ve dokunma duyunuz da yok olursa o zaman siz ne yaparsınız? Hiçbir şey göremez, hiçbir şey duyamaz, dokunamaz, koklayamaz, tadamazsınız. Durduğunuz zemini dahi hissedemezsiniz. İZMİR’DE YAŞANAN HAYRETLİK OLAY
 İZMİR’DE YAŞANAN HAYRETLİK OLAY   İşte o hatalar DETAYLAR YORUMDA..
 İşte o hatalar DETAYLAR YORUMDA..   İşte hakkınız da ki ipuçları
 İşte hakkınız da ki ipuçları