Atv’de hafta içi her gün yayınlanan Esra Erol’da programında şok edici bir olay yaşandı. Programa konuk olan Mehmet Altun, eşi Rabia Altun ile yeniden barışmak istediğini dile getirerek yardım istedi. Ancak eşinin dadıyla aldatıldığını iddia etmesiyle durum daha da karmaşık hale geldi. Bu sırada Dadı Meryem, canlı yayına katılarak olaya açıklık getirdi. Dadı Meryem’e dair ortaya çıkan bir gerçek ise herkesi şaşırttı. Esra Erol’da yayınlanan program, genellikle sosyal medyada büyük ilgi görüyor ve tartışma yaratıyor. Bu sefer, Dadı Meryem’in yaşadığı olaylar gündemi sarsmayı başardı. Programa katılan Mehmet Altun, 6 yıllık eşiyle barışmak istediğini dile getirerek Esra Erol’dan yardım istedi. Ancak, karısını 15 kez aldattığını itiraf eden Altun, evliliğin sorumlusu olarak kayınpederini gösterdiğinde olaylar daha da karmaşık bir hal aldı.
Mehmet Altun’un eşi Rabia Altun, eşinin son olarak çocuklarına bakıcı olarak aldattığını iddia ettiği mesajları ele geçirdiğini dile getirdi. Ayrıca, Dadı Meryem hakkında ortaya çıkan şaşırtıcı bir gerçek herkesi şaşırttı. DADI MERYEM İLE İLGİLİ ‘KAN DONDURAN’ DURUM Esra Erol, canlı yayında Dadı Meryem’e yönelik suçlamalarda bulunarak, “Dün gece ihbar hattına bir mesaj geldi. Sen bu konuyla ilgili cezaevine girip çıkmışsın.” dedi. Meryem, cezaevine girdiğini kabul ederek, “Cinayet suçundan 9 yıl yattım.” ifadesini kullandı. Esra Erol, “Geçmişte işlediğin cinayetin mağduru kim? 8 yaşında bir kız çocuğu. Sen bu olaydan sonra çocuklara yaklaşmamalısın.” dediğinde stüdyo sessizliğe büründü. Meryem Hanım ise, “O olay olduğunda ben 16 yaşındaydım. Kazayla ilgili bir durum.” diyerek kendini savundu. “GÖMÜLÜ HALDE BULUNDU” Esra Erol olayın ayrıntılarını da dile getirdi. Erol, “8 yaşındaki Hasret, gömülü halde bulundu. Jandarma kendi aramalarında ıslak zeminde köpeklerle araştırma yapıyorlar. Kullanılmayan bir binada gömülü halde bulunuyor” ifadelerini ekledi.
Fakir bir ailenin kızı olarak zor şartlarda hayat mücadelesi verdim
Üç yılın sonunda tayinim memleketime Bolu’ya çıktı. Ayrılığımız ağıtlarla, gözyaşlarıyla oldu. Bolu’ya yuva kurdum evlendim. İmmihan Anama davetiye gönderdim. Davetiyeye çeyrek altını bantlamış bana gönderdi.
Tamam” dedim. Hamileliğim süresince yazdım “Çok iyiyim. Biraz rahatsızım ama önemli bir şeyim yok.” Sürekli yazdım hep güzel cevaplar aldım. Oğlum doğdu. 20 günlük oldu. Adını Bolulu babam Ahmet ile Pütürgeli Derviş Babamın adı olan Ahmet Derviş koydum… Bu kez görüntülü arayayım İmmihan Ninesine torununu göstereyim dedim. Görüntüde genç bir kadın. “İmmihan Ana” dedim. “Kaybettik” dedi. Yıkıldım. “Nasıl, ne zaman?” dedim “4 ay oldu” dedi. “Ben aylardır kiminle yazıştım peki?” dedim. Kızı, “Anam Züleyha hamile, hastalığımı, perişan olduğumu sakın söylemeyin. Üzülür hamileliğine çocuğuna zarar gelir. Ben yazıyormuş gibi yapın. Ölürsem de doğum yapana kadar gizleyin. Bir gün buraya gelirse mezarımın taşına elindeki tebeşşirle ben geldim yazsın yeter.” dedi. Ya Rabbim! Bu nasıl bir metanet, bu nasıl bir şefkat, bu nasıl bir azamet! Pütürge’nin kızı olmuş Züleyha öğretmen bu Dar-ul Rıfat olan topraklar senin memleketin. Acılar, zorluklar, gurbet yolları beklemiş anaların ayak izleriyle doludur Pütürge.. Bu insanlar yürekte iz bırakır.. Gönülde söz bırakır. Ardından köz bırakır… İşte böyle bir yaşam hikayesi dostlar.. Bir ay önce kaleme alayım dedim. “Züleyha Öğretmen evladına süt veriyor belki üzülür zarar verir” dedim. Boşluğuma geldi telefonunu kaydetmedim, kayboldu. Eğer bu satırları okur irtibata geçerse İmmihan Ana’nın mezarına ben de gideceğim… Ana karnında bir bebeğe zarar gelmesin diye, hastalığını, acısını ve ölümünü bile gizleyip bağrına basan -Kürt,Türk farketmez- toprağımın tüm analarının ayaklarından öpüyorum. Ömür boyu yollarınız İmmihan Analarla Derviş Amcalarla kesişsin!
