Şehirde büyümüş, zengin bir ailenin tek oğlu olan Kerem, hayatı boyunca her şeye kolayca sahip olmuştu. Ama tüm o lüksün içinde, kimsenin dolduramadığı bir boşluk vardı. Babasının işi için gittiği küçük bir köyde, hayatını tamamen değiştirecek biriyle karşılaşacağını ise asla tahmin etmiyordu.
Köy çeşmesinin başında gördüğü Zehra, fakirdi ama gururluydu. Annesiz büyümüş, her yükü sessizce sırtlanmıştı. Kerem günler geçtikçe kendini köyde daha fazla vakit geçirirken buldu. Şehirli bir zenginle köylü bir kız… Kimse bu hikâyenin gerçek olacağına inanmıyordu.
Kerem, Zehra’ya âşık olduğunu anladığında ailesinin karşısına çıktı. Herkes bunun geçici bir heves olduğunu düşündü. Ama iş kız isteme aşamasına gelince, asıl sürpriz yaşandı.
Herkes Hasan Ağa’nın yüksek bir başlık parası isteyeceğini sanıyordu. Altınlar, paralar, mallar konuşuluyordu. Fakat Zehra’nın babası ağzını açtığında odadaki herkes donup kaldı.
Çünkü istediği şey ne para, ne altın, ne de servetti…
Söyledikleri, Kerem’in babasını bile utandırdı. O an bu evliliğin bedelinin para değil, insanlık olduğu anlaşıldı.
Ama Hasan Ağa’nın son söylediği cümle, bu hikâyenin yönünü tamamen değiştirecekti… 😱😧
Devamı ilk yorumda ⬇️⬇️